Sihirdar Vadisi’ne yeni ayak basmış şampiyonlardan biri olan Sett, oldukça ilgi çekici güzel bir hikayeye sahip. Görünen o ki melez canavarın çocukluğu o kadar da kolay geçmemiş.
Ionia’lı vastaya bir anne ile Noxus’lu bir babanın oğlu olan Sett, küçükken hor görülen ve istenmeyen biriydi. Çünkü vastaya dediğimiz Ahri, Rengar, Xayah, Rakan gibi şampiyonların da olduğu bu ırkın geleneklerine göre insanla birliktelik yaşanamazdı. Vastaya halkı bu yüzden aileyi aralarından attı. Bu birliktelik, içinde bulundukları Ionia toplumu için de garip ve kabul edilemezdi ama kimse bunu ailenin yüzüne söyleyemiyordu. Çünkü Sett’in babası bir dövüşçüydü ve açıkçası ondan korkuyorlardı.
Sett’in babasının ortadan kayboluşu
Böyle toplum tarafından dışlanan ve istenmeyen günler geçip giderken bir olay Sett’in hayatını baştan aşağı değiştirdi. Bir gün beklenmedik bir şekilde babası ortadan kayboldu. Babasının akıbetini bilen yoktu ve artık o da ortadan kaybolunca Sett’in çevresi babası yüzünden dile getiremediği o aşağılamaları Sett’in yüzüne karşı kolayca dile getirebiliyordu.
Bu aşağılamalar, alaylar, hakaretler sonucu Sett çabucak olgunlaştı ve kendine bu sözleri söyleyenleri yumruklarıyla tanıştırdı. Yumruk yumruğa geçen karıştığı kavgaları duyan annesi, oğluna bir yemin ettirdi. Ne olursa olsun babasının dövüştüğü Noxus arenalarında dövüşmeyecekti. Fakat Sett’in aklı hala babasındaydı. Artık bu his o kadar büyümüştü ki bir gün Sett annesini yatırdıktan sonra gizlice evden sıvışıp az buz hatırladığı bu adamı aramaya koyuldu.
Gördükleri karşısında dilini yutan Sett, Noxus’lu askerlerin birilerinin kan dökmesini görmek için arenada bağıra çağıra tezahürat etmesinden çok etkilenmişti. Arenadaki o günün dövüşünden sonra görevlilere babasını soran Sett, şok edici gerçeği öğrendi. Babası daha çok para veren arenalara gitmek için, para için ailesini terk etmişti. Bu gerçeğin yüzüne çarpılmasından sonra Sett, ani bir kararla hemen dövüşleri ayarlayan adama sonraki dövüşe adını yazdırmasını istedi. Nedense dövüşeceği kişinin babası olacağı fikrine kapılmıştı. Adam tabelaya bu yeni çocuğun çocuğun adını yazdı ama düşüncesi onun kolay bir lokma olacağı yönündeydi.
Fakat Sett onu haksız çıkardı. “Melez Canavar Çocuk”, hiçbir dövüş eğitimi almamasına rağmen doğuştan gelen gücüyle arenada önüne çıkanları teker teker yıkıyordu. Her gün babasıyla dövüşme umudunu hiç yitirmeden her gelenle dövüşüyordu ve yüklü yüklü paralar alıyordu.
Kısa süre sonra “Arenaların Kralı” lakabını aldı. Sett her gece annesini rahat ettirmek için aldığı şeyleri kadıncağıza veriyor ve bunları nasıl elde ettiği konusunda yalan söylüyordu. Sonuçta annesinin kendisine ettirdiği yemini çiğnemişti ve bunu saklaması lazımdı. Annesinin onla gurur duyması ve onun rahatta olduğunu bilmesi Sett’in katılaşmış yüreğini ısıtıyordu. Böyle geçen günler sonucu Sett artık işlerini büyütmek istiyordu. Asıl para arenanın sahibi olduğundaydı.
Arena’nın Patronu, Sett
Bir gün rekor sayıda izleyenin olduğu bir maç sonucunda Sett, maç kurucu ve onun adamlarına yeni tekliflerini sundu. Arenanın kontrolünü ve gelirini kendisine bırakmalarını talep etti. Bunu kabul etmediklerindeyse odanın kapılarını sürgüledi. Biraz zaman sonra kapıların sürgüsü açılınca çok fena dayak yemiş Noxus’lu elemanlar ortaya çıktı ve arenanın yeni “patron”unun melez canavar olduğunu duyurdu. Noxus’un Ionia’yı işgal etme çabalarıyla birlikte yeni yeni savaşmaya alışmış Ionia’lılar, arenaya akın etti.
Sett bu kana susamışlıktan faydalanarak arenayı kumar ve bahisten tut her türlü yeraltı pisliğinin yapıldığı bir yere çevirdi ve zenginlik hayallerinin çok çok ötesine geçti. Artık “Settragh”, o eski yaşamına geri dönmeye niyeti olmayarak hayatını sürdürüyor.
