League of Legends

Oynuyoruz Ama Biliyor Muyuz? Azir ve Hikayesi

League of Legends evreninden hikayeler anlattığımız serimizin bugünkü konuğu “Kumların İmparatoru – Azir”.

Shurima bölgesinin felaketten önceki imparatoru olan Azir, hikayede önemli bir konuma sahip. Hadi gelin, bugün birlikte Güneş Kursu’nun düşüşünden ve İmparator Azir’in hayatından bahsedelim.

Genç Azir

İmparatorun en en küçük oğlu olan Azir, kardeşlerinin yanında hep önemsiz biri olmuştu. Kimse ona önem vermiyor, onun ileride bir imparator olmasına imkansız gözüyle bakıyordu. Ne de olsa ondan önce tahta geçecek bir sürü kardeşi vardı. Hem küçük hem de çelimsiz bir çocuk olan Azir’in en sevdiği aktivitesi kitap okumaktı. Boş zamanlarında Renekton’dan savaş eğitimleri almak yerine Büyük Nasus Kütüphanesi’ne gider, araştırmalar yapardı.

Köle arkadaş

Yine böyle araştırma yapmak için kütüphaneye gittiği bir gün, ustasının istediği parşömenleri almak için sürekli oraya gelen bir köleyle tanıştı. Bu ikili kısa sürede kaynaştı ve arkadaş oldu. Shurima’da kölelere isim verilmesinin yasak olduğunu bildiği halde Azir, köle çocuğa “Xerath” yani “paylaşan kişi” ismini verdi. Azir Xerath’i kendi kölesi haline getirdi ve birlikte Shurima’nın tarihiyle alakalı, Yükseliş’e erenler ile alakalı şeyler okumaya başladılar.

Suikast

Bir gece babası, kardeşleri ve Renekton’un olduğu bir kafileyle imparatorluğu dolaşırlarken kafile bir vahanın yanında mola vermek için durdu. Bu molayı fırsat bilen iki kafadar, yıldızları incelemek için kafileden ayrıldı. Onlar yıldızları incelerlerken geride bıraktıkları kafileye bir grup suikastçi baskın düzenlemiş, ve Renekton ile kral hariç tüm kardeşlerini öldürmüşlerdi. Hatta bir suikastçi Azir’i de öldürmeye çalışmıştı ama Xerath’ın adamın üstüne atılması ve Azir’in de hançerini adamın boğazına saplamasıyla birlikte bu girişim başarısız olmuştu. Hemen kafileye doğru koşan ikiliden Azir, babasına Xerath’ın ne kadar cesur olduğunu anlatmış ve onu ödüllendirmesini istemişti. Ama acısı taze imparator çocuğun dediklerine dikkat bile etmemişti. O an Azir, Xerath’a bir gün kardeş sayılacaklarına dair yemin etti.

Başkente döndükten sonra artık tahtın varisi 15 yaşındaki Azir olmuştu. Babası o günden sonra o suikasti düzenlediğini veya kendisine ihanet ettiğini düşündüğü herkesi idam ettirmiş ve bu olaylar imparatorlukta yıllar boyu sürecek olan kargaşaların çıkmasına sebep olmuştu. İmparator, Azir’den nefret ediyor ve keşke onun ölmüş olmasını diliyordu. Vahada yaşanan olaydan sonra Azir, Renekton’dan dövüş dersleri almaya başlamış ve Xerath’ı da danışmanı yapmıştı. Ayrıca ona kendisine daha iyi danışmanlık yapabilmesi için “bilgi neredeyse oraya gitme” görevini vermişti.

Lanetli doğum

Yıllar boyunca genç imparatoriçe yeni bir valiaht için hep doğum yapmayı denedi ama her gebeliği düşükle sonuçlanıyordu. Sonunda bir yavru dünyaya getirdiği o gün, imparatorluk korkunç bir fırtınaya şahit olmuştu. Fırtınanın getirdiği yıldırımlar sarayı ardı ardına vurmuştu ve fırtına dindiğinde gerçekler gün yüzüne çıkmıştı. Artık Azir’in ailesinden kimse yoktu, hepsi fırtınada can vermişti. Böylece genç Azir, tahta çıktı. On yıllar boyunca katı ama adil bir şekilde Shurima’yı yöneten İmparator Azir, aynı zamanda köleliği kaldırmak ve Xerath’ı kardeşi saymak için planlar yapıyordu. Sonuçta çoğu zengin aile bu zenginliğini kölelik sistemine borçluydu ve bu sistemi bir günde yıkmanın karşılığı onun ölümünden başka bir şey değildi. Bu yüzden bir zemin hazırlaması lazımdı.

Yıllar boyunca Azir’in hep sağ kolu olan Xerath, onu her türlü tehlikeden karşı koruyordu. Ve ona göre, tarihin gördüğü en büyük imparatorun Azir olması için Yükselmiş olması lazımdı. Ama gel gör ki bir imparatorun Yükselmesi duyulmuş bir şey değildi. Zaman akıp giderken Azir kararını verdi ve Yükselme ayinine katılacağını açıkladı. Halk tarafından garip karşılanıyordu bu olay çünkü Yükselme ayinine sadece hayatını Shurima’ya adamış ve Shurima için her şeyi yapabilecek kişiler seçilebilirdi. Ayrıca kimlerin Yükseleceğini sadece Güneş Rahipleri karar verebilirdi, bir imparatorun kendisine bu kararı vermesi ise ilk defa görülmüş bir şeydi. İmparatorluğun sınırlarını genişleten ve kibri de böylece yükselen İmparator Azir bu kararından vazgeçmedi ve o büyük gün geldi. Törenden önce Xerath, Nasus ve Renekton kardeşlere uzaklarda acil bir durum bildirmiş ve kardeşler oradan ayrıldı. Törene başlamadan önce yıllardır bu anı bekleyen Azir, halka Xerath’ı ve onun yanında büyün köleleri azat ettiğini açıkladı.

İhanet

Azir Xerath’ı kucaklarken bir şeyi bilmiyordu. Xerath uzun süreler boyunca sadece felsefe ve tarih gibi konularda değil, ayrıca kara büyüde de ustalaşmıştı. Törenin en önemli kısmında Xerath tüm gücüyle Azir’i platformdan aşağı ittirdi. Güneşin sıcaklığıyla kavrulan ve oracıkta ölen Azir’in yerine geçen Xerath, güneşin sonsuz kudretiyle yükseldi. Fakat bu muazzam gücü yanlış kişilerin elde etmesinin sonucu ağır olacaktı. Toplanan tüm güç bir anda dışa patladı ve kurulması, yayılması bin yıllar süren çağının en güçlü devleti Shurima, bir anda yok oldu. Tüm halk toza dönüşmüş, kutsal güneş kursu kumlara batmıştı, tabii tüm imparatorlukla birlikte.

Şans

Azir ise bu ihaneti hatırlamıyordu. Onun için gerçek olan tek şey sadece karanlıktı. Bilinci kapalıydı. Bırakılsa sonsuza kadar bu hâlden çıkamazdı. Ama bu olaydan yüzyıllar sonra imparatorluk soyundan gelen Sivir’in kanı tapınağa dökülünce yüce İmparator uyandı. Yeniden doğan Azir, yakınlarda bir kadın vücudu buldu. Onu Şafağın Vahası dedikleri yere taşıyıp şifalı sulara daldırırken Azir hiçbir şey düşünmüyordu. Kadın iyileşti. Ve bu özverili davranışının ardından gerçek İmparator, yüzyıllar sonra hak ettiği Yükseliş’e erdi. Güneş kursu olması gerektiği gibi tekrar yükseldi, ve kumların içindeki imparatorluk İmparator’un emriyle tekrardan canlandı. O sırada Azir, kumlara o felaket anlarını tekrardan canlandırmasını emretti. Kumlar olanları canlandırırken Xerath’ın ihanetini dehşet içinde izleyen Azir, yemin etti:

“Benim olanı geri alacağım ve topraklarıma tekrar hükmedeceğim!”

Hobileri müzik dinlemek ve espor olan sıradan birisi \m/.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir